Tuncer Bakırhan yerel demokrasi ilacıdır merkezileşme sona ermeli dedi
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, İstanbul’da Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu tarafından düzenlenen Yerel Yönetim Konferansı’nın açılışında konuştu. Bakırhan, Türkiye’de demokrasinin ciddi bir krizden geçtiğini belirterek, “Demokrasimiz hasta. Bu hastalığın ilacı yerel demokrasidir” dedi.
Bakırhan, yerel yönetimlerin geçmişten bugüne halk iradesini temsil eden en güçlü alanlar olduğunu vurguladı. “Edip Solmaz ve Terzi Fikri gibi isimlerin pratikleri bize yol gösteriyor” diyen Bakırhan, geçmişteki demokratik yerel yönetim deneyimlerinden feyz aldıklarını ifade etti.
Merkezileşme baskısı artıyor
Bakırhan, 2016 yılından bu yana yerel yönetimlerin “merkezileşme baskısı” altında olduğunu dile getirdi. “20 Temmuz sürecinden bu yana yerel irade sürekli olarak gasp ediliyor. Bu merkeziyetçilik dalgası artık son bulmalıdır” diyen Bakırhan, yerel demokrasiye yönelik müdahalelerin tüm ülkeye yayıldığını söyledi.
Kayyım uygulamaları Türkiye meselesidir
Konuşmasında kayyım uygulamalarına da değinen Bakırhan, bu durumun yalnızca belirli kentlerle sınırlı olmadığını belirtti. “Siirt’te sessiz kaldığımız için bugün İstanbul’un temel gündemi kayyımdır. Kayyım sadece bir partinin değil, 86 milyon yurttaşın meselesidir” ifadelerini kullandı. DEM Parti lideri, kayyım atanan tüm belediye başkanlarının görevlerine iade edilmesi gerektiğini vurguladı.DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan, İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu’nun tutuksuz yargılanması gerektiğini söyledi.İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem imamoğlu’nun ve benzer durumda olan belediye yöneticilerinin tutuksuz yargılanmaları gerektiğini, görevleri başına dönmeleri gerektiğini belirtmek istiyorum. Biz hep bu noktada durduk. Biz, Ahmet Türk ile Ekrem İmamoğlu’nu hiç ayırt etmedik. Biz, aynı şekilde tarif edilmememize rağmen irade gaspı nerede olursa olsun aynı yaklaşımla yaklaştık. Yine, tutuklu olan yerel yöneticilerin serbest bırakılmasını istiyoruz. Yerine kayyum atanan belediye başkanlarının da görevlerinin başına dönmelerini istiyoruz.
İrade gaspının olduğu bir ülkenin ne itibarı olur, ne istikrarı olur, ne de kimse dikkate alır. Dünyanın, Avrupa’nın başka gündemleri var. Enerjiden çevreye, tüketimden üretime, barınmadan sağlığa... Yani aslında olması gereken şeyleri tartışırken, bizim Sayın Özgür Özel ile birlikte irade gasbından, kayyumlardan bahsetmemiz ülke için büyük bir utançtır ve bundan vazgeçilmesi gerekiyor. Demokrasi eksikliğinin ilacının yerel demokrasi olmasını artık bu ülkeyi yönetenler net bir şekilde anlamalı ve görmeli. Sadece kayyumlar değil, kayyuma neden olan yasalar da artık ortadan kaldırılmalı.”
Yerel demokrasi istikrarın garantisidir
Bakırhan, “Yerel demokrasi sadece yerinden yönetim değil, Türkiye’nin istikrarının da garantisidir. İrade gaspının olduğu bir ülkenin ne itibarı olur ne de istikrarı” dedi. Avrupa’daki siyasal gündemlerle Türkiye’nin demokrasi sorununu kıyaslayarak, “Biz hâlâ kayyımları konuşuyoruz, bu ülke için büyük bir utançtır” ifadelerini kullandı.
Sorunların çözümü yerelden başlamalı
Bakırhan, Türkiye’nin demokratikleşmesinin merkezden değil yerelden başlayacağını belirterek, “Artık sorunların merkezden çözümü yerine yerellerden demokrasimizi inşa etmeliyiz” dedi. Yerel yönetimlerin yurttaşlara eşit hak ve fırsatlar sunması gerektiğini vurgulayan Bakırhan, “Kent barışı, yurttaşın eşit haklara sahip olmasıdır” diye konuştu.