1 ay önce | Okunma Sayısı : 98
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bosphorus Diplomasi Forumu’nda yaptığı konuşmada Gazze’de yaşananlara dikkat çekerek “kareye sıkıştırılmış 2,5 milyon insan tarihin en vahşi soykırımına maruz bırakıldı” ifadelerini kullandı. Erdoğan, Gazze’deki yıkım karşısında küresel uyanışın başladığını, Filistin’i tanıyan devlet sayısının 150’yi aştığını vurguladı ve İsrail’e karşı caydırıcı adımlar atılması gerektiğini söyledi. Konuşmasında Netanyahu ve kabinesinin derhâl yargılanması, İsrail’e yönelik ekonomik ve spor dahil yaptırımlar uygulanması çağrısı öne çıktı.
Küresel uyanış ve Filistin tanınması
Erdoğan, Gazze’deki saldırıların uluslararası alanda bir uyanışa yol açtığını savundu. Filistin’i tanıyan ülke sayısındaki artışın bu uyanışın bir sonucu olduğunu belirtti ve bu tür adımların daha önce niçin atılmadığı sorusunu yöneltti. Erdoğan, “65 bin masum ölmeden de Filistin’e sahip çıkılamaz mıydı?” diyerek geç kalınmış diplomatik hamlelere eleştirel yaklaştı.
Yaptırım ve yargı talepleri
Cumhurbaşkanı, İsrail hükûmetine Gazze’de 100 milyar doları bulan yıkımın faturasının ödetilmesi gerektiğini kaydetti. Netanyahu, kabinesi ve “soykırım kadrosu”nun yargılanması ve uluslararası spor turnuvalarından men gibi cezai ve caydırıcı yaptırımların uygulanması gerektiğini savundu. Erdoğan, Türkiye’nin halihazırda aldığı ticari tedbirlerin diğer ülkelere örnek olması gerektiğini ifade etti.
Bölgesel gerilim ve insani boyut
Erdoğan, Katar’a yönelik saldırının İsrail’in niyetine dair daha net bir resim sunduğunu söyledi ve bölgedeki gerilimin daha da tırmanabileceğine dikkat çekti. Sözlerinde Gazze’deki sivil kayıplara vurgu yapan Erdoğan, siyasi hesapların masum sivillerin kanı üzerinden yürütülmemesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye’nin diplomasi ve aksiyon çağrısı
Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin bölgede barış, huzur ve istikrarı sağlama hedefiyle diplomatik çabalarını sürdüreceğini belirtti. Erdoğan ayrıca uluslararası toplumdan İsrail’in durdurulması yönünde somut adımlar atmasını, insani krizin daha fazla derinleşmemesi için ortak hareket edilmesini talep etti.
Konuşma, hem diplomatik hem de yaptırım odaklı bir çağrı niteliği taşıyor; Erdoğan’ın talepleri, uluslararası kamuoyunda ve ilgili aktörlerde hangi somut karşılıkları bulacağı ilerleyen süreçte izlenecek.