1 ay önce | Okunma Sayısı : 125
İstanbul’daki iki köprü özelleştirilecek mi?
Bloomberg'in 15 Temmuz Şehitler ve Fatih Sultan Mehmet köprüleriyle ilgili özelleştirme iddiası gündeme bomba gibi düştü. Haberde hükümetin bu iki köprünün yanı sıra en az dokuz otoyolun işletme haklarını devretmeye hazırlandığı belirtiliyor. Henüz hükümetten resmi bir yalanlama gelmemesi, tartışmaları daha da alevlendirdi.
Türkiye tarihinin en büyük özelleştirmesi olabilir
Bloomberg'in iddiasına göre, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) yatırım bankalarına teklif çağrısı yaptı ve süreç henüz başlangıç aşamasında. Anlaşmalar kesinleşmese de, bu adım hayata geçerse Türkiye tarihinin en büyük özelleştirme işlemi olabilir. Söz konusu girişim, yeni açıklanan Orta Vadeli Program (OVP) hedefleriyle de örtüşüyor.
OVP’de 2026 yılı için 185 milyar TL, 2027-2028 yılları için toplamda 100 milyar TL'lik özelleştirme geliri hedefleniyor. Bu rakamlar, köprü ve otoyollar gibi yüksek değerli kamu varlıklarının gündeme alınabileceği sinyalini veriyor.
Geçiş ücretleri artar mı, bütçeye yük azalır mı?
Devlet Planlama Teşkilatı eski uzmanı Prof. Dr. Uğur Emek’e göre, bu adım “günü kurtarma” hamlesi. Emek, bu tür işletme devri anlaşmalarının uzun vadede vatandaşın cebine daha yüksek geçiş ücretleri ve bütçeye milyarlarca liralık yük olarak döneceğini belirtiyor.
Mevcut durumda özel sektör tarafından işletilen Yavuz Sultan Selim, Osmangazi, 1915 Çanakkale Köprüsü ve Avrasya Tüneli gibi projelerde Hazine, geçiş garantileri nedeniyle her yıl milyarlarca TL’lik ödeme yapıyor. Emek’in hesaplamasına göre sadece geçiş farkı olarak bütçeden çıkan katkı payı yıllık yaklaşık 55 milyar TL’yi buluyor.
Garanti ödemelerinin detayları kamuoyuna açıklanmıyor
Emek, bu projelerde kaç aracın geçtiği ve garanti altında kalan kısımların ayrıntılarının paylaşılmadığını, bu nedenle bütçeye olan gerçek yükün bilinmediğini söylüyor. Karayolları Genel Müdürlüğü sadece seçilmiş günlere ait trafik verilerini yayımlarken, yıllık toplam geçiş bilgileri gizli tutuluyor.
Avrasya Tüneli için 2023 yılında bütçeye konulan ödeneğin 1,8 milyar TL olduğunu belirten Emek, kamu-özel işbirliğiyle yapılan projelerin şeffaflıktan uzak ilerlediğini vurguluyor.
Geçmişte de gündeme gelmişti
İstanbul’daki köprülerin özelleştirme benzeri uygulamalarla gündeme gelmesi yeni değil. 1980’lerde çıkarılan gelir ortaklığı senetleriyle köprü gelirleri üzerinden halktan borçlanılmıştı. 2012 yılında ise köprülerin işletme hakkı 25 yıllığına 5,7 milyar dolara devredilmek istenmişti ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan (o dönem başbakan) bu rakamı düşük bularak işlemi durdurmuştu.
Bugün ise hem küresel ekonomik koşullar hem de kur istikrarsızlığı nedeniyle daha yüksek gelir beklentileri var. Emek’e göre hükümet kısa vadeli nakit ihtiyacını karşılamak için bu projelere yöneliyor.
Köprü geçişleri daha da pahalanabilir
Emek, özelleştirme sürecinde işletme süresinin uzatılması, geçiş ücretlerinin artırılması ve döviz üzerinden gelir garantisi verilmesinin muhtemel olduğunu belirtiyor. 2012'de dolar kuru 1,5 TL civarındayken teklif edilen bedelin bugün daha yüksek bir seviyeye çekilebilmesi için bu tür teşviklerin gündeme gelmesi olası.
Denetim ve kamu güvenliği risk altında olabilir
Ekonomik etkilerin ötesinde, Emek bu tür stratejik altyapıların özel sektöre devredilmesinin güvenlik riski taşıdığına dikkat çekiyor. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Boğaz köprülerinin kapatıldığını hatırlatan Emek, afet ve kriz anlarında ulaşımın kamu kontrolünde olmasının kritik olduğunu vurguluyor.
Ayrıca, özelleştirilen altyapı projelerinde denetim eksikliği yaşandığını ifade eden Emek, elektrik dağıtım şirketlerinin yeterli yatırım yapmamasını ve buna rağmen cezalandırılmamasını örnek gösteriyor.
Osmanlı'dan bugüne gelen uyarı
Emek, Osmanlı döneminde demiryollarının yabancı şirketlere imtiyazla verilmesini ve Atatürk’ün bu hatayı görerek altyapıyı millileştirmesini hatırlatarak, benzer stratejik hataların tekrar edilmemesi gerektiği uyarısında bulunuyor.
Bloomberg - DW Trükçe